EYYYYY RTE!: TÜM ŞEHİRLERİMİZİ BİR KANGREN GİBİ SARAN BU ÇİRKİN TABELA KİRLİLİĞİNE SON VER…

• Şehirlerimizdeki bina mimarileri zaten çirkin; bir de balkonları kapatırız, klimaları asarız. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, iş yeri olarak kullanılan binalar bir de tabelalarla daha da çirkin duruma getirilir. Beşiktaş Meydanı etrafındaki birkaç binanın fotoğrafı ile birlikte bu paylaşımı yaptım. Recep Tayyip Erdoğan o günlerde önüne gelene “Eyyyy Şu, Eyyyyy Bu” diye hitap ediyordu. Ben de ondan esinlendim galiba!

ALAN MICK McCAIN İLE 2 HATIRA:

1) TALAS HATIRASI (1963 Aralık): Konak’ta Orta 1 yatakhanesinde yangın tatbikatı yapılıyordu. Gece saat 11:00’de yangın alarmı çaldı. Yataklarımızdan fırlayıp, sadece pikelerimizi alarak karlar içindeki bahçeye çıktık. Hava buz gibiydi. 10 dakika sonra yanımda duran yatakhane hocamız McCain’e, “Sir, hava çok soğuk; artık içeri girebilir miyiz?” dedim. McCain’in cevabı: “Mehmet, sabırlı ol. Yangın büyük; 10 dakikada söndürülebilecek gibi değil…”

2) TARSUS HATIRASI (1968 Eylül): Okul yeni açılmıştı. Tüm sınıf otobüsle Kızkalesi’ne denize girmeye gittik. Bir su altı yarışı esnasında, suyun içinde bayılmışım. Boğulmaktan beni McCain kurtarmıştı.

ALLAH RAHMET EYLESİN.

• McCain ile son görüşmemizde bana, “Mehmet, you are so special to me” (Mehmet, sen benim için çok özelsin) demişti. Bunu, hayatımı kurtarmış olmanın verdiği bir haz ile ifade etmişti. Talas ve Tarsus’tan hocamın vefatı beni çok sarstı. Onu, İstanbul’da toprağa verdik.

Tarsus’tan bir sınıf arkadaşım: “Ben bu olayı kitabıma bile yazmıştım.”

Mr. McCain ile ortak bir tanıdığımız): “Sevgili McCain, güle güle, çok üzgünüz. Amerikalı olarak Türkiye’yi bu kadar seven azdır. Beraber geçirdiğimiz güzel yılbaşlarını anıyorduk hep. Seni hiç unutmayacağız. Ruhun şad olsun!”

KILIÇDAROĞLU: Dün akşam TV’de izledim. Atletli fotoğrafı için. “Anadolu’da her ailede görülür” dedi. İyi de, siz her aile değilsiniz. CHP’nin genel başkanısınız. CHP başkanı olarak, bir adalet yürüyüşünde gazetecilere böyle poz verilmez.

Dün sosyal medyada Atatürk’ün atletli fotoğrafları yayınlandı. “Bakın, Atatürk de atlet giyerek poz vermiş” demek ister gibi… Babamın da öyle fotoğrafları vardır. O atletler, 1930-40larda bütün dünyada erkeklerin denize girerken giydikleri mayonun bir parçasıydı.

Bırakın atlet olayını bir kenara… Siz KILIÇDAROĞLU başkanlığındaki CHP’nin devlet-millet yararına TBMM’ne hiç kanun teklifi getirdiğine şahit oldunuz mu? AKP’nin yıkıcı politikalarına karşı elle tutulur alternatifler üretildiğini gördünüz mü?

SAKIN HATA YAPMAYIN: CHP, 2019 seçimlerine KILIÇDAROĞLU başkanlığında giderse, seçimleri yine KAYBETMEMİZ KAÇINILMAZ OLUR.

AA&Co.’dan bir arkadaşım: “Bugünkü Türkiye ortamında CHP’yi eleştirmek yerine, iktidarı eleştirmeye ve karşısında çalışmaya bakmak lâzım. Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi eleştirmek, iktidarın ekmeğin yağ sürüyor. Hele atlet üzerinden Erdoğan ağzıyla konuşmanın bize bir şey kazandırmadığı kesin.”

Talas, Tarsus ve AA&Co.’dan arkadaşım: “Peki, Mehmet’in notunun 3. paragrafındaki sorusunun cevabı nedir?”

Harley sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Dünyayı değiştiremiyorsan, dünyanı değiştir. Hepsi bu… (Stefan Zweig)”

• Bu konuda AA&Co.’dan arkadaşım ile TAO-TAC-AA&Co.’dan arkadaşım arasında yazışmalar oldu. Bu ikili, sonunda şu hususta anlaştılar: Öncelikle iktidar eleştirilmelidir. Öte yandan, iktidarı değiştirmek için halk kitlesine hitap eden bir paket ve liderlik sunmalıyız. Bunun için terleyip çalışmalıyız.

BOKS: İnsanın insanı dövdüğü yumruklaşmaya “Boks Sporu” diyorlar. Milyonlar dönüyor. Ringde ölenler oluyor. Sakat kalanlar oluyor. Tam bir vahşet! İnsanoğlunun vahşi yönünün sergilenmesi…

• ABD-Las Vegas kentinde yapılan döğüşte maçı kazanan Floyd Mayweather adlı boksör 300.000.000 USD kazandı. Döğüşün reklamına aylar önce başlanmıştı.

Talas ve Tarsus’tan sınıf arkadaşım: “Memo, niye heyecanlandın? Sokaklarda sapkınlık yerine, bırak orada isteyen isteyeni spor adı altında paralasın; sana ne, bana ne?”

MEDYA DA BİR GARİP: ABD’de selden 30 kişi ölmüş. BBC, CNN bu konuda 7/24 yayında. Hindistan-Nepal’de selden 1.200 kişi ölmüş. ÇIT yok.

• CNN, BBC gibi, dünyanın her tarafına yayılmış geniş muhabir ağları olan ve yayınları bütün dünyaya erişebilen kanalların, dünyada olup biteni seyircilerine daha eşit bir şekilde aktarmaları gerekir düşüncesindeyim.

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Amerikalılarınki CAN, Hindularınki PATLICAN.”

AA&Co.’dan bir arkadaşım: “İnsanların izlemediği canlı yayın yapılmaz. İnsanların uzaklardaki problemlere ilgisi az. Güneydoğu’daki Suriyeli mülteci, PKK problemlerini 7/24 Atv’de izlemek ister misiniz? Onun yerine sırasıyla Tayyip, tekrar Tayyip, arada Binali, biraz da uygunsa Bahçeli(!) ve Müslümanlık seyrettiriliyor. Kâbe’den canlı yayın da var.”

3.000 acemi kasap(!) hastanelik olmuş… (İYİ OLMUŞ…) Hayvanlara çektirdikleri İŞKENCEYİ düşünün!

• Kurban Bayramı’nda kurban keserken kendilerini yaralayan vatandaşlar gazetelere haber olduktan sonra yaptığım bir paylaşım.

AA&Co.’dan bir arkadaşım: “Allah cezalandırmış…”

İskenderun’dan arkadaşım: “Vallahi hiç acımıyorum. Beter olsunlar!”

SONUN BAŞLANGICI MI?

• Ben, 15 yıllık AKP iktidarının ancak ekonominin kötüye gitmesi ve bir ekonomik krizle son bulabileceğini düşünüyordum. Ekonomik dengelerin bozulmakta olduğu sinyalleri 2017’nin bilhassa ikinci yarısından itibaren gelmeye başladı. Ve de facebook’ta “Sonun başlangıcı mı?” diyerek bir paylaşım yaptım.

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “İnşallah.”

Talas’ta tarih ve coğrafya hocam: “Neyin sonu?”

• İnsan, Facebook gibi bir ortamda bir şey paylaşırken, bunun değişik kişiler nasıl algılanacağı bazen düşünmüyor. “Sonun başlangıcı mı?” deyişim bazı arkadaşlarım tarafından değişik algılanmış. Çaresiz bir hastalığa yakalandığımı sananlar olmuş… Ağlayan emoji gönderenler oldu, telefon ederek sıhhatimi soranlar oldu.

CEBELİTARIK BOĞAZI: Bir grup arkadaşımla İspanya’dan Fas’a geçerek, Afrika kıtasında motosiklet sürmeye başladık.

• İzmirli arkadaşım İbrahim Saruhanlı’nın tertiplediği bu geziye ben de katıldım. Motorlarımızı İzmir’den Fransa’nın Sete Limanı’na gönderdik ve biz Marsilya’ya uçakla gittik. Motorlarımızı aldıktan sonra, Madrid üzerinden Cebelitarık Boğazı’na indik. Fas’ta Marakeş kentine kadar sürerek, oradan tekrar İspanya’ya döndük. Barselona’ya vardığımızda, Katalanların İspanya’dan bağımsızlık istekleri için büyük mitingler yaptıklarına şahit olduk.

SUUDİ ARABİSTAN Ilımlı İslam’a dönüyormuş…

Birinci Dünya Savaşı’nda TÜRKLERİ ARKADAN VURDULAR. Şimdi de YEMEN’i BOMBALIYORLAR.

Talas ve Tarsus’tan bir sınıf arkadaşım: “Dil sürçmesi: Ilımlı İslam diye bir şey yoktur… İslamın katı ve kadın aleyhtarı çöl, bedevi, aşiret kuralları vardır…”

• Suudilerin “Ilımlı İslam” uygulaması şöyle oldu: Kadınlara uygulanan araba 🚗 kullanması yasağı 2018 yılında kaldırıldı.😅

BATININ POHPOHLAYIP, NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ VERDİĞİ MYANMAR LİDERİ “AUNG SAN SUU KYİ” ÇÜRÜK ÇIKTI. ROHİNGYA KATLİAMINA SEYİRCİ KALDI.

• Aung San Suu Kyi, ülkesi Myanmar askeri idare altında iken, bir demokrasi kahramanı olarak parladı. Barack Obama, 2012 yılında ikinci 4 yıllık dönem için tekrar ABD Başkanı seçilir seçilmez, Kyi’ye destek vermek için Myanmar’a gitti. Kyi, 2016 yılında Myanmar Lideri oldu, ama Rohingya Müslümanlarının Myanmar Ordusu tarafında katledilmelerine seyirci kaldı. 700.000 Rohingya Bangladeş’e  kaçmak zorunda kaldı. Kyi’ye 1991’de verilen Nobel Barış Ödülü geri alınmadı, ama Kyi’de ödül vermiş birçok kurum, verdikleri ödüllerin iadesini istediler.  

TÜRK OTOMOBİLİ:

ELEKTRİKLİ ARABA DÜŞÜNÜLÜYORSA AMAN DİKKAT:

• Elektrikli araba üreten ABD’nin TESLA şirketi sadece son 3 ayda 620.000.000 dolar zarar etti. TESLA hisseleri 2017’de %17 değer kaybetti. Durum iyi incelenmeli. “Ben yaptım, oldu!” olmaz…
• Petrol gibi, elektriği de ithal eden bir ülkeyiz. Her yerde ve kesintisiz elektriği olan dolum istasyonları bulabilecek miyiz?

İlk etapta HYBRID-MELEZ arabalar çözüm olabilir.

Türk otomobilinde bir başarı öyküsü için duacıyım.

1) 15 YIL SONRA MI?

2) ZORDA MISINIZ?

3) KAÇ YÜZÜNÜZ VAR?

• Her fırsatta Atatürk’e hakaretler yağdıran AKP yönetimi ve taraftarları 2017’de birdenbire “Atatürkçü” kesildiler. 10 Kasım 2017’den evvel AKP’nin bazı il-ilçe teşkilatları, caddelere üzerlerinde “10 Kasım’da Anıtkabir’deyiz” afişleri asarak, Ankara’ya gidecek otobüslere yolcu toplamak için telefon numaraları yayınladılar. İstanbul’dan Ankara’ya giden otobüslere çoğunlukla, fırsat bu fırsat, çocuklarını bedavaya Anıtkabir’e götürmek isteyen, AKP taraftarı olmadıkları her hallerinden belli aileler rağbet etmişti…

14 Kasım: Diyabet Günü…

Türkiye’de şeker hastaları sayısı son 15 yılda İKİYE katlanmış. AKP iktidarının (15 yıl) bunda bir rolü olamaz, değil mi?

B. Arap Emirlikleri, Abu-Dhabi Louvre Müzesi’nin isim hakkı olarak Fransa’ya 520.000.000 USD ödüyor. Yemen’de 17.000.000 aç insana yardım etmiyor.

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Mehmet’ciğim, neden şaşırdın?”

DEPREM: Ölü sayısının 10’u geçmediği Irak’a yardım ediyoruz. Ölü sayısının 500’ü geçtiği İran’a yardım etmiyoruz. NEDEN?

Talas ve Tarsus’tan bir arkadaşım: “Onlar Sünni değil!!! Ne biçim soru bu?”

R.T.ERDOĞAN ve KILIÇDAROĞLU ATATÜRKÇÜLÜĞÜ TV’de TARTIŞSINLAR!

Kuzenim: “RTE gelmez. Öbürü de ondan beter…”

Bir Da Vinci tablosu 450.000.000 dolara satıldı. Aynı tablo 1948’de 60 dolara satılmış; o tarihte Da Vinci eseri olduğu bilinmiyormuş.

Tablo aynı tablo…

Bu sanatseverlik midir? Ne dersiniz?

Çukurova Holding’den bir arkadaşım: “Bence kesin “money laundring”, NYU hocası Roubini’nin Davos’ta dediği gibi…”

Bir akrabam: “Bir de metroda milyon dolarlık Stradivarius ile çalan bir virtüöz örneği var. Birkaç dolar kazanabilmiş…”

• Hakikaten garip bir durum var ortada: Tablo aynı tablo. Demek ki, tablonun kendisi değil, “Da Vinci” adı 449.999.940 USD ediyormuş…

Türkiye’ye verdikleri bunca zarardan sonra, Amerikalıların bu seneki “Thanksgiving”  Bayramı’nı (Şükran Günü Bayramı) kutlamıyorum.

• 15 Eylül 2016 darbesinin arkasında ABD-CIA teşkilatının olduğundan büyük şüphe duyuyordum. ABD, koruması altındaki Fettullah Gülen’i Türkiye’ye iade etmiyordu. Son olarak PKK-PYD’ye silah ve danışmanlık sağlayarak, Türkiye’nin aleyhine işlemler yürütüyordu.

Talas ve Tarsus’tan bir arkadaşım: “Bence, sade Amerikan vatandaşlarının ve Amerikalı öğretmenlerimizin Thanksgiving’ini kutlayalım. Kutlamayacağımız, ABD başkanı, bakanları ve diğer “policy maker” konumundakiler.”

GERÇEKLERİ DÜŞÜNDÜKÇE:

1) Atatürk Türkiye’nin ilk, tek ve ebedi lideridir. Onsuz hareket edince sapıtıyoruz.

2) 15 Temmuz darbesi ABD güdümlüdür. FETÖ sadece bir kukladır. Türkiye, ABD-FETÖ ortaklığından büyük zarar görmüştür.

3) Siyasi veya değil… ABD’deki Reza Sarraf davası herkesi meraklandırıyor. Cebine para atanlar varsa, cezalarını bulsunlar.

4) “Suriye Politikası” çöktü. Türkiye çok zarar gördü.

5) Dibe vurmamıza galiba az kaldı…

Düşmanlarımız yanlış hesap yapmasınlar: Biz memleketimizi tekrar düzlüğe çıkarırız.

“ÇALIYORLAR, AMA İŞ YAPIYORLAR” diyenleri…

• Bazı insanlar, AKP iktidarında çok rüşvet döndüğünü söylüyorlar, ama “Neme lâzım, adamlar çalıyorlar, ama iş yapıyorlar” diyorlardı. Böyle bir mantık, ancak ve ancak eğitimsiz, kendi de büyük ihtimal rüşvet almaya ve/veya vermeye bulaşmış insanlar tarafından yürütülebilir.

İskenderun’dan  bir çocukluk arkadaşım: “Mehmet ne olur, yorum yazmayayım; yoksa içeri atacaklar. Kimse de kurtarmaz…”

ÜZÜLDÜM… Türkiye futbolda 2002’de Dünya Üçüncüsü olmuştu. Son 15 senede 33. Sıraya düşmüş. Bu felaket, AKP’nin suçu olamaz, değil mi?

AA&Co.’dan bir arkadaşım: “AKP bugüne kadar hiç yanlış yapmadı… Bunu ben değil, en üst makam söylüyor. Yapılan bir yanlışlık varsa, o da kandırıldıkları içindir. Yoksa, örneğin bir ara Tenis Federasyonu Başkanı, Wimbledon’da tenis maçı seyrettiği içi seçilmiş, PTT müdürü idi.”

Eski bir komşum: “Hem de nasıl! TFF başkanlarını bir değerlendirin bakalım.”

KUDÜS herhangi bir memleketin toprağı, başkenti olmamalıdır. Dinlerin ORTAK BAŞKENTİ olmalı, idaresi BM-UNESCO tarafından yapılmalıdır.

• ABD Başkanı Donald Trump, 2016 seçim kampanyası esnasında ABD vatandaşı Musevilerin oylarını alabilmek için, seçildiği takdirde ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşıyacağını vadetmişti. 2017 sonuna doğru bu vaadini yerine getirmek için, birkaç küçük ülke hariç, tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etti.

İktisat Bankası’nda çalışırken, bankayı teftişe gelen bir müfettiş olarak tanıştığım bir arkadaşım: “Kesinlikle katılıyorum. Hatta, BM new York’tan Kudüs’e taşınmalı ve orası tüm milletlerin kenti olmalıdır.”

İngiltere istila ettiği Kuzey İrlanda’yı eninde sonunda kaybedecektir. Brexit (Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması) sürecinde İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda birleşmelidir.

I sincerely wish a happy Christmas to followers of Christianity except Trump of USA and his blind followers.

Trump ve kör taraftarları haricinde, Hristiyanlık inancında olanların Noel Bayramı’nı içtenlikle kutlarım.

Apparently, Murdoch called Trump “AN IDIOT”… Murdoch is a clever man.

Murdoch Trump için “APTAL” demiş. Murdoch akıllı bir adam.

ABD JAPONYA’YA 2 ATOM BOMBASI ATTI (Yaklaşık 220.000 kişi öldü). Japonların da atom bombası olsaydı, ABD atom bombası atmaktan çekinirdi…

Almanlar 15 insan ve maymun üzerinde “emisyon” testleri yapmış. Naziler hortluyor galiba…

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım; Almanya’da yaşıyor): “Mehmet Abi, hem de Aachen’de yapmışlar; benim yaşadığım şehir…”

ABD yeni nükleer bombalar üretmeyi planlıyor. Bu girişimi mevcut diğer nükleer güçlerin ve/veya hali hazırda nükleer güç olmayan bazı ülkelerin takip etmesi olası bir durumdur.

Kuzey Kore, bir sene evveline göre, “caydırıcı olma” durumunu birkaç misli artırdı…

Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sloganı doğal olarak prensibimizdir. Öte yandan, savaşa hazır olmak, barışı sağlar…

Türkiye’nin, düşmanlarına karşı caydırıcılığını ve güvenliğini artırabilmesi için aklınıza ne geliyor?

 Sanal dünyadan bir arkadaşım: “İmam hatip sayısını daha da arttıralım…; ulema yetiştirelim…; tekke ve zaviyelere yol verelim…; hac kura kontenjanını arttıralım…; daha çok dua edelim Yaradan’a, bizi Tramp ve Kimyon’dan korusun diye…”

(Tramp = Trump, Kimyon = Kim Jong-un)

Talas ve Tarsus’tan bir arkadaşım: “Derhal atom bombası yapalım.”

Eski bir dost: “Demokrasi ve eğitim.”

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Mevcut nükleer güce sahip ülkelere bakarsak, caydırıcı olmak için en az onlar kadar güce sahip olmak gerekir ki, bu ekonomi ve yöneticiler ile zor… Ya II. Dünya Savaşı sonrası gruplaşmalar gibi, Rusya ya da ABD’ye yanaşıp, güdümüne ve korumasına gidilecek, ya da (komik gerçi bugünkü zihniyet ile) İsviçre gibi tam tarafsız bir ülke olunacak. Çatışmalardan ancak böyle uzak kalınır bence.”

BERBEROĞLU… Anlamakta zorlanıyorum! Bir mahkemede 25 yıl, diğer mahkemede 5 yıl…

• Gazeteci, CHP milletvekili Enis Berberoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın silah ve mühimmat yüklü kamyonlarının durdurulup aranmaları ve bu olayın gazetelerde yayınlanmasının ardından tutuklanmıştı. Hem casusluk, hem de devlet sırlarının açıklanması suçlarından 25 yıl hapse mahkûm edildi. Bir üst mahkeme casusluk suçunun gerçek olmadığı kararına vardı; sadece 5 yıl hapis cezası gerektiren “devlet sırlarının açıklanması” suçunu onayladı.

Alt mahkemenin elinde ne türlü deliller vardı ki, E. Berberoğlu’na casusluk suçundan 20 yıllık ceza verdi? Üst mahkemenin elinde ne tür deliller vardı ki, E. Berberoğlu’nun casusluk suçu iddiasından beraat ettirdi? Anlaması zor olan durum buydu…

İktisat Bankası’ndan bir arkadaşım: “Mahkeme ve hâkimlerin adalet dağıttığına artık inanmıyoruz.”

GEL DE GÜLME: Avustralya Başbakanı, kabinesindeki bakanların bakanlık personeliyle seks ilişkisinde bulunmasını yasaklamış…

Yasaklama, bir başbakan yardımcısının bir memureyi hamile bırakması üzerine getirilmiş.

AKP afişlerindeki “KUTLU YÜRÜYÜŞ” ne demek, bilen var mı?

İskenderun’dan bir çocukluk arkadaşım: “Bunu bilse bilse, Recep bilir. Onun kafasından çıkmıştır. Seçimlere kadar sürüyü oyalamak lâzım.”

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “ ‘Bilmeyen var mı?’ demek, daha doğru bir soru olur…”

YAPAY ZEKÂ (Artificial Intelligence) KORKUTUCU…    Yapay zekâ uygulamalarının kötüye kullanım alanları sınırsız. İnsanlık için ne kadar geçerli acaba?

• 2012 Nobel Fizik ödülü sahibi Stephen Hawking yapay zekânın insanlar için bir tehdit olabileceğini ve insan ırkının sonunu getirebileceğini iddia etti.

Donald Trump ve Kim Jong-un’a DAVET: Görüşmenizi gelin, Konya’da yapın. MEVLANA’dan İNSANLIK ÖĞRENİN.

Sanal dünyadan bir arkadaşım: “O Konya’ya önce bizdeki liderleri bir davet edin. Önce onlar insanlık nedir öğrensinler, sonra elin gavuruna elbet sıra gelir. İçeridekileri düzelttik de sıra dışarıdakilere mi geldi?”

• Bana göre gerek ABD Başkanı Donald Trump’ın, gerek Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un’un insani yönleri pek gelişmiş değil… Öte yandan, siyasi olarak Kim Jong-un, füze denemeleriyle ABD’yi epeyi zora soktu: Kuzey Kore, ABD şehirlerini vurabilecek kapasitede balistik füzeler geliştirmeyi başardı. İki liderin “tarihi” buluşmaları için müsait bir süre yer arandı. Sonunda, Singapur’da buluştular. Daha sonra, ikinci kez Vietnam’da bir araya geldiler. Bir anlaşmaya varamadılar.

Alman bakan, “İslam’ın Almanya’da yeri yok,” demiş. 1940’larda da “Museviliğin Almanya’da yeri yok,” diyerek, 6.000.000 insanı öldürmüşlerdi.

Sanal dünyadan bir arkadaşım: “ŞUNU hiçbir zaman unutmayalım ve kendimize iyice kulak verelim. Bugün, ANADOLU’nun herhangi bir, köy değil, kasaba değil, ilinde Konya’dan Erzurum’a kadar, çıkın yukarı Trabzon’a, gidin Ordu’ya vs, vs., kendisi gibi olmayandan zerre kadar hazzetmez, etmemekle de kalmaz, yok edilmesini savunur açık açık… KAFİR sözcüğü, GAVUR sözcüğü, MEVALİ MÜSLÜMAN sözcüğü vs., PENGUENLER için söylenmez.

Bir yıl kadar önce KIRŞEHİR’de, şehrin göbeğinde, ikindi namazı/ezanı civarında, bir muhalif siyasi parti il başkanı ile gezerken, susadık. Camiye girdik. Şadırvandan su içerken, iyi giyimli, ancak takkeli, iki yaşlıca, fakat sağlıklı görünüşlü “müslümanın”, bizi fark etmemiş olacaklar ki, abdest aldıktan sonra “AZİZİM, ŞU %50 LAİKLERİ TOPTAN ORTADAN KALDIRSAK, NE RAHAT EDERİZ, DEĞİL Mİ BU MEMLEKETTE…” dediklerini duyduk. Gerisi bana kalsın. Dünyanın başına bela olacak AŞAĞILIK KOMPLEKSLERİ…”

Arap kanalında maç izliyorum. Spiker ne derse, babaannem, “Amin” diyor.

Kuran’ın ve ezanın Türkçe olmayışının trajikomik sonucu…

AYDIN DOĞAN EFENDİ,

1) KIZGINIM.

2) MEDYA ŞİRKETLERİNİ ONA BUNA SATMAYA, BİZ ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİ GÖZÜNDE, HAKKIN YOK,

3) “YAŞLANDIM, BENDEN SONRA UĞRAŞACAK KİMSE YOK” DİYORSAN, Kİ VAR, SATIŞ NEDEN DEMİRÖREN’E??? DAHA ÖNCE O GRUBA SATTIĞIN “Milliyet” GAZETESİNİN DURUMU ORTADA.

4) “SATIŞ KAÇINILMAZ” DİYORSAN, O ZAMAN KOÇ GRUBU’NA SAT.

SEV camiasından bir arkadaşım: “Bu kapıyı Erol Simavi açtı. O zaman da, ‘gazete fabrika gibi satılamaz, okuyucuları gazetenin yapı taşıdır’ diye itirazlar oldu, ama dünya artık o dünya değil…”

GÖKOVA KÖRFEZİ’Nİ İMARA AÇANLAR LÂNETLE ANILACAKTIR…

Fransızlar “Fransız” olduklarından, eski cumhurbaşkanları Mösyö Sarkozy’nin yolsuzluklarını daha yeni anladılar.

Atatürk, “Türk Milleti Zekidir,” demiş…

Harley camiasından bir arkadaşım: “İlahi Mehmet Abi; sabah sabah çok güldüm.”

Emektar, bugün tek sahiplilikte 100.000 km’yi devirdi.

• “Emektar” dediğim, 2003 model, bir Harley Davidson-Road King. Harley Davidson’un 100. kuruluş yılı motosikleti. 2006’da bir Honda-Goldwing ve 2012’de ikinci bir Harley Davidson-Road Glide devreye girdiğinden, Road King ile 100.000 km ancak 15 senede tamamlanmış.

 Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Azizim, ben de yakın bir zamanda devireceğim. Henüz 98.978 km’deyim. Kutluyorum ve tebrik ediyorum. İnşallah daha nice 100.000’lere hep birlikte.”

Trump to Syrian President: “Gas Killing Animal”. Fine, I have no problems with that. But, what are we going to call a president who killed 150,000 with atom bombs?

Trump, Suriye liderine için  “Gazla Öldüren Hayvan” dedi. Pekâla, benim bu lafla bir problemim yak. Öte yandan, atom bombalarıyla 220.000 kişiyi öldüren bir başkan için ne diyeceğiz?

• Dünya Savaşı’nı sona erdiren olayda, zamanın Amerikan Başkanı Harry Truman, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombaları atılmasını onaylamıştı. Yaklaşık 220.000 sivil öldü.

Döviz neden tırmanıyor? Türkiye’nin Kudüs’le ilgili tutumundan olmasın…!!!???

PLASTİKTEN BOĞULUYORUZ… Üretimi, kullanımı yasaklanmalı, hatta yasaklanmalıdır.

Harley Sahipleri Grubu’ndan arkadaşım-plastik üreticisi): “Mehmet Abi, öyle demeseydin iyiydi; ekmek parası…”

• Arkadaşıma cevabım: “Sevgili Öncel, sen başarılı bir iş adamısın. Her sektörde muvaffak olursun… Sevgiler.”

Dün gece bir rüya gördüm: İKİNCİ TURA MUHARREM İNCE ve MERAL AKŞENER KALIYORLAR. Hayırdır inşallah…

Kuzenim: “Erol Mütercimler, Alman anketlerine dayanarak AKP-MHP’nin ilk turda %51,3 alacağını söyledi. Uyarı için. “Yatarsanız kazanamazsınız!” diyor.”

• Recep T. Erdoğan birinci turda seçildi. Ya Almanlar anket yapma işini iyi biliyorlar ya da…

Fransa Milli Futbol Takımı’nın ilk 11’inde 6 siyah Afrikalı var. Öte yandan, Fransa Afrikalı mültecileri kovuyor, onları Akdeniz’in ortasında bırakıyor… L’HUMANITE A LA FRANÇAISE… (FRANSIZ USULÜ İNSANLIK…)

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Bu sefer 6 indirmişler. Güney Afrika’daki dünya kupasında 9 tane vardı. Eğer Akdeniz’in ortasındaki adamlar da futbolcu olsalardı, alayını hemen vatandaş yapıp, takıma koyarlardı. Pas l’humanité, l’hpocrisie à la française… (İnsanlık değil! Fransız usulü ikiyüzlülük…)

Sanal dünyadan bir arkadaşım: “Racist (ırkçı) şerefsizler. 4 yıl yaşadım içlerinde…”

Kuzenim: “Nasıl davrandıklarını biliyoruz; Antakya’dan ve Cezayir’den. Asimile olursan, sorun yok. Ama hak hukuk dersen, gözünü kırpmadan biçer.”

FIFA Dünya Kupası maçlarını seyrediyorum. Üzülmemek elde değil; BİZ YOKUZ… Neden(ler)i nedir?

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Mehmet Abi, 10.000 USD gelir düzeyi için, iyi kötü bir demokrasi, 20.000 USD için ise, iyi eğitim gerekir, diyorlar. Biz eğitimde, Pisa sıralamasına göre, dünyada sonlardayız. Bu şekilde hiçbir dalda, sanatta, sporda, bilimde bir yere varmamız mümkün görünmüyor.”

Children in cages in USA… This really makes me sick. “Barbarians”, we call those who torture children.

ABD’de kafesler içinde çocuklar… Bu benim cidden midemi bulandırıyor. Biz, çocuklara işkence yapanlara “barbar” deriz.

• ABD‘ye kızgınlığım her geçen gün artıyordu. 7 sene boyunca Amerikan okullarında eğitim görmüş ve 11 sene boyunca bir Amerikan şirketinde (AA&Co.) çalışmıştım, ama ABD yönetimlerinin dünyayı şekillendirme ve dünyaya polislik yapma çabaları hiç mi hiç hoşuma gitmiyordu. Türkiye’deki 15 Temmuz Darbesi’nin de ABD tarafından tezgâhlandığını düşünüyordum. Dolayısıyla, ABD’ye öfkeleniyor, ne zaman bir falsolarını görsem, ABD yönetimine karşı tavır almaya çalışıyordum.

Bir gün CNN televizyon kanalındaki bir haber dikkatimi çekti: ABD polisi, ABD-Meksika sınırını geçen mülteci ailelerini yakaladığında, çocukları anne ve babalarından ayırıyor ve çocukları kafese benzer bölmelerde barındırıyordu. Çocuklarından ayrılan ebeveynler çocuklarının akıbetini bilemiyorlar ve icabında onları haftalarca göremiyorlardı. ABD yönetiminin görüşü, ABD’ye kaçak olarak gelmeyi düşünen mülteci ailelerinin, çocukların ellerinden alınacağını bilmeleri durumunda, bu girişimlerinden vazgeçecekleri yönündeydi. Bu insanlık dışı davranış çok tepki gördü; yukarıdaki İngilizce paylaşımla ben de olayı kendi çapımda protesto etmiş oldum. Tepkiler üzerine, ABD yönetimi söz konusu uygulamadan vazgeçti.

BEŞ SENE UZUN SÜRE… ŞU ERDOĞAN’I KEŞKE BİRAZ SEVEBİLSEYDİM…

• Recep Tayip Erdoğan, Türkiye’de doğrudan halk oylamasıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini, ilk turda oyların %52,59’unu alarak kazandı. CHP’nin adayı Muharrem İnce %30,64 oranında oy aldı.

Tarsus Amerikan Koleji’nden bir sınıf arkadaşım: “Beş sene sürmez saltanat, göreceksin.”

Talas ve Tarsus’tan bir sınıf arkadaşım: “Sevemezsin. Her gece tv kanallarında bizi çemkiren adamı sevemeyiz, sevmemeliyiz.”

SEV’den arkadaşım: “Beş sene dayanamazlar. Yarınlar bizim olacak.”

TRUMP AVRUPA’DA: Trump Avrupalıları rezil etti, Putin de Trump’ı…

• ABD Başkanı Donald Trump, Nato toplantısı için Brüksel’e gelir gelmez, Almanya Başbakanı Merkel’i Almanya’nın Nato’ya olan yıllık ödeme edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden dolayı azarladı. Ayrıca, Almanya’nın Baltık Denizi altından geçen ikinci bir boru hattıyla Rusya’dan doğalgaz alımını “Almanya Rusya tarafından kontrol ediliyor” diyerek yerdi.

Trump, Avrupa ziyaretinin ikinci ayağında İngiltere’ye gitti. Başbakan Theresa May ile görüşmesinden önce, daha birkaç gün evvel Dışişleri Bakanlığı koltuğundan istifa eden Boris Johnson için, “O iyi bir başbakan olabilir” diyerek, Theresa May’i küçük düşürdü. İngiltere Kraliçesi II. Elisabeth’in ziyaretine geç giderek, yaşlı kraliçeyi en az yarım saat ayakta bekletti. Merasim kıtasının önünde kraliçeyi arkasında bırakarak yürüdü.

Üçüncü durak Rusya Başkanı Vladimir Putin’le görüşme yeri olarak kararlaştırılan Finlandiya’nın başkenti Helsinki idi. Rusya’daki 2018 FIFA Dünya Futbol Şampiyonası daha bir gün evvel sona ermişti. Dünya basını, Putin-Trump görüşmesini Putin: 1 – Trump: 0 olarak manşet yaptı.

9 Günlük Kurban Bayramı Tatili: ÇALIŞMIYORUZ, ÜRETMİYORUZ… Yan Gelip Yatıyoruz!

Üniversite Giriş Sınavı Neticeleri: RTE, BİNALİ YILDIRIM! Eminim, eserinizle gurur duyuyorsunuzdur…

• 2018 yılı üniversitelere giriş sınavı neticeleri yine karanlık bir tablo ortaya koydu. 2. Basamak Sınavına 1.877.568 aday girmişti. Adayların fen ve matematik bölümlerindeki 80 soruya verdikleri doğru cevap ortalamalarının şöyle gerçekleştiği açıklandı:

Matematik         : 40 soruda ortalama 3,92 doğru

Fizik                    : 14 soruda ortalama 0,47 doğru

Kimya                 : 13 soruda ortalama 1,12 doğru

Biyoloji               : 13 soruda ortalama 1,67 doğru

TOPLAM             : 80 soruda ortalama 7,18 doğru

YANİ…                 : % 8,96’lık bir doğruluk ortalaması

GPS, SWIFT, APPLE, TWEETER, FACEBOOK, GOOGLE, NASA, HARVARD, MIT, GM, GE, MOBIL, S&P, BA, CITIGROUP, BOEING, LOCKHEED, vs., vs. ve tabi ki, USD ABD’nin kontrolündedir. ABD ise, önemli ölçüde, MUSEVİLERİN kontrolündedir.

AB, Japonya ve hatta Çin ve Rusya, ABD ile olan ilişkilerini bu esasa göre yürütüyorlar. Biz bunu daha anlamış değiliz.

“Kudüs’ü yedirmeyiz!” sloganlarıyla bugünlere geldik.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. ATAMIZA MİNNETTARIZ. O’NU HEDEF ALANLAR VATAN HAİNİDİR…

• 15 Temmuz darbesinin 2. yıldönümü memleket çapında törenlerle kutlandı. Kendini bilmez bazı kimseler, “Bizim tek zafer bayramımız 15 Temmuz’dur (!)” diyerek, yaygara kopardılar. Benim 30 Ağustos günü yaptığım bu paylaşım, 30 Ağustos zaferinin nelere rağmen kazanıldığını bilmeyen o cahil densizlere karşıdır.

RTE, “Bizde kriz falan yok,” dedi. EYVAH: Kriz olduğunu anlamayan, gerekli önlemleri de alamaz…

• Türkiye’de bir taraftan döviz kurları ve faizler artarken, diğer taraftan konkordato ilan eden, bankalara borç yapılandırması için müracaat eden veya piyasadan tamamen çekilen işletmeler artarken, Cumhurbaşkanı’nın, “Bizde kriz falan yok demesi” garibime gitmişti.

Eski bir ev komşum: “Ne desin yani? “Battık, başınızın çaresine bakın” mı?”

KATAR UÇAĞI: 20 yaşındaki uçak bizim anlı şanlı CB’mıza yakışır mı hiç? Yok, şayet milletinse, ben istemiyorum. İADE EDİLSİN…”

• O günlerde ekonomideki kötü gidişin herkesi az çok olumsuz yönde etkileyeceği bekleniyordu. Ağustos ayındaki hızlı kur artışının ardından, bu sefer 13 Eylül’de TCMB gösterge faizini 6,25 puan arttırdı. Konkordato ilan edenler, bankalara olan kredi borçlarını yeniden yapılandırmak için başvurular artarken, ortaya çıkan bir haber doğrusu herkesi şaşırttı: Katar Emiri, 20 yıllık Boeing 747 uçağını satışa çıkarmış, Cumhurbaşkanlığı da bu satışla ilgilenmişti. Cumhurbaşkanı sözcüsünün açıklamalarına göre, Katar Emiri, “Türkiye ilgileniyorsa, ben uçağımı Sn. RTE’ye hediye olarak veririm,” demiş. Cumhurbaşkanlığına bağlı zaten birkaç uçak varken ve Türkiye bir ekonomik buhran yaşarken, sonunda alım için belki (!) bir para ödenmemişti, ama başlangıçta uçağın satışıyla ilgilenilmiş olması bile tuhaftı. RTE bir beyanda bulunarak, “Bu uçak benim değil, milletindir…” dedi. Uçak iade edilmedi.

EKONOMİ DALINDAKİ NOBEL ÖDÜLLERİ DÖRDE BÖLÜNDÜ. KAZANANLARIN HEPSİ TÜRKİYE’DEN:

1) RTE

2) Damat Albayrak Paşa

3) Yandaş Medya

4) Ekonomi Yorumcuları

• 2018 yılı Nobel ödüllerinin arka arkaya açıklandığı günlerdeydik. Tıp ve fizik dallarında kazananlar belli olmuştu, ama ekonomi dalında kazanan(lar) daha açıklanmamıştı. Ben dayanamadım ve yukarıdaki paylaşımı yaptım. Neden mi?

Şöyle: Ekonomi ilminin, içerdiği insan faktöründen (insanların davranış biçimleri) dolayı matematik ve fizik gibi, kesin neticeler veren bir ilim dalı olmadığı aşikârdır. Buna rağmen, T. Erdoğan bu konuda iddialı laflar sarf ediyordu. Cumhurbaşkanı seçimlerinden evvel, “Yeni dönemde ekonomiyle daha fazla iç içe olacak bir cumhurbaşkanı göreceksiniz” diyordu. Yüksek faize karşı olduğunu her fırsatta beyan ederdi. İyi, güzel de, faizin de gerektiğinde artırılması kaçınılmazdır. RTE’nin çıkışları yüzünden, TCMB gösterge faizini Temmuz ayında artıramadı. Bu neden dışında, TCMB yöneticilerinin gösterge faizini zamanında arttırmaması için bir neden görememiştim. Faiz oranı sabit kalınca, döviz kurları yükseldi. Sonuç olarak, TCMB, Eylül ayında gösterge faizini 6,25 puan gibi, yüksek bir oranda yükseltmek zorunda kaldı.

ATATÜRK’ün tırnağı, İNÖNÜ’nün parmağı olamayacaklar, ahkâm kesiyorlar. Zavallılar…

• AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesiyle başlayan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlara laf atmak modası devam ediyordu…

 İskenderun’dan bir arkadaşım: “Asalet timsali iki kahramanımız.”

Yabancı basında Türkiye’nin AMERİKAN VE SUUDİ PARASI KARŞILIĞINDA, Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kayboluşunu “kılıfına uydurmaya” razı olabileceği söylentileri yayılmaya başladı. Böyle bir ahlaksızlığa geçit vermezsiniz, değil mi Sn. Başkan RTE?

Yazısız…

• O günlerde Cumhurbaşkanı, biraz da kötü giden ekonomik durumla ilgili ortamı değiştirmek amacıyla, CHP’nin elinde bulunan İş Bankası A.Ş. hisselerinin Hazine’ye devredilmesi gerektiği görüşünü ortaya attı… Ortalık birden karıştı… Atatürk, vefatından sonra, kendine ait İş Bankası hisselerinin CHP’ye kalmasını vasiyet etmişti. Ben de, arkadaşlarımı bilgilendirmek amacıyla Atatürk’ün vasiyetini “Yazısız” başlığı altında paylaştım:

T.C.

Ankara

9uncu Sulh Hukuk

MAHKEMESİ

Sayı: 938/95 T.

Terki hayat eden Cumhurbaşkanı K. ATATÜRK’ÜN  28/11/938 Tarihinde mahkememizde açılan vasiyetnamesi Sureti aşağıya çıkarılmıştır.

Dolmabahçe 5/9/938 Pazartesi

Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile, Çankaya’daki menkul ve gayri menkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum.

• Nukut ve hisse senetleri şimdiki gibi İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
• Her seneki nemadan, bana nisbetleri şerefi mahfuz kaldıkça yaşadıkları müddetçe Makbule’ye ayda Bin, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukuye ve Nebile’ye şimdiki 100er lira verilecektir.
• Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek, ayrıca para verilecektir.
• Makbule’nin, yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
• İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
• Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya Türk Tarih ve Dil kurumlarına tahsis edilecektir.

K.ATATÜRK

İşbu suret aslı gibidir. 10.12.938

ABD, üç PKK liderinin başına ödül koymuş. Bayram değil; seyran değil, ABD bizi neden öptü acaba? Kaşıkçı ile ilgili olmasın…

• O günlerde, ABD, Kuzey Irak’ta YPG’ye silah yardımına ve askeri eğitim vermeye devam ediyordu. Türkiye ise, YPG’nin aslında PKK’nın Suriye’deki uzantısı bir terör örgütü olduğunu savunuyor, ABD’nin silah yardımını her fırsatta kınıyordu. ABD ise, Suriye’nin tamamını Ruslara kaptırmamak için, YPG’yi bir terör örgütü olarak görmüyor, onları, Suriye-Esad rejimine karşı savaşan muhalifler olarak kabul ediyor ve silah sevkiyatına devam ediyordu. Türkiye, YPG’ye verilen silahların eninde sonunda Türkiye’ye karşı kullanılacağından endişe ediyordu.

O günlerin diğer bir konusu da Suudilerin, vatandaşları Cemal Kaşıkçı’yı İstanbul-Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürmeleri ve cinayet emrini kimin verdiği idi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan bir açıklama yaparak, emrin Suudi Arabistan yönetiminin en üst yöneticileri tarafından verilmiş olduğuna inanıldığını, fakat işin içinde Kral Salman’ın olduğunun düşünülmediğini beyan etti. Bu beyan, dikkatlerin Veliaht Prens Muhammet Salman’ın üzerine çevrilmesine yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump ise, cinayetten dolayı Suudileri kınarken, cinayet emrinin Veliaht Prens Muhammet Salman tarafından verilmiş olabileceğini kabul etmiyordu. Cinayetin “başıbozuklar” tarafından işlenmiş olabileceğini söylüyordu. Trump’ın endişesi, Suudilerin, Amerikan silah sanayi şirketlerine vermiş olduğu on-milyarlarca USD tutarındaki siparişlerin icabında iptal edilebileceği idi. Trump bu endişesini açık açık dile getiriyor, olayı “Kimin kimi öldürdüğü beni ilgilendirmez, ben ilk önce Amerika’nın çıkarlarını düşünürüm…”  olarak yorumluyordu.

Bir “komplo teorisine” göre, Suudilerin elinde Suudi rejimi karşıtı olanların bir listesi vardı, listede gazeteci Cemal Kaşıkçı da yer alıyordu ve o listedekiler teker teker infaz ediliyordu.  Rivayete göre, liste Veliaht Prens Muhammet Salman ve ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve Ortadoğu işleri sorumlusu Jared Kushner tarafından onaylanmıştı.        

Bütün bu olaylar, gelişmeler ve rivayetler içinde ABD Yönetimi 3 PKK liderinin başına ödül koydu. Doğrusu, bu ödülleri bir parmak bal olarak yorumladım…

Hükümet bu adama niye yaptırım uygulamıyor?

• Bir gün evvel, CIA, kendilerinin ve Türkiye’nin elinde bulunan delillere göre, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili emrin Veliaht Prens Muhammet Salman tarafından verildiğinin anlaşıldığını açıkladı.

Yaptırım: O günlerin modası, çeşitli nedenlerden dolayı bazı hükümetlerin diğer devletlerin belirlenen vatandaşlarına yaptırım uygulamasıydı. Uygulamalar, belirlenen kişilerin ülkeye girmesinin yasaklanması ve o ülkedeki mal varlıklarına el konulması gibi bazı kararların alınmasıydı.

CIA: “Kaşıkçı’nın öldürülmesini Prens Salman emretti.”

TRUMP: “Belki yapmıştır, belki yapmamıştır.”

Kim oluyormuş bu CIA? KAPATILSIN…

• Bir Amerikan komedisi…

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Prens Salman’ı koruyabilmek için saçma sapan sözler söylemeye başladı.

Dünya lideri RTE her canlı gibi bir gün ölümü tattığında (Ankebût Sûresi-57), cenazesine kaç devlet ve hükümet başkanı gelir?

• AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesini takiben mezarlıkların giriş kapılarına. “Her canlı ölümü bir gün tadacaktır (Ankebût Sûresi-57)” gibi, insanın içini karartan sözler yazıldı. Belki “Güzel yazmışlar; iyi olmuş” diyenler, onaylayanlar vardır. Ben onaylamadım.

Bu paylaşıma cevap verenler şunları dile getirdiler:

◊ “Arap şeyhleri ve Abdullah Gül’ün rahatsızlıkları nedeniyle katılamayacakları kesin. Birden geçmişe dönüverdim… Her konuşmasında “dostum president Bush” diyen Özal’ın ölümünde dostu president Bush, bir üniversitedeki konuşmasını iptal edemeyeceği için katılamamıştı…

Bir de Mehmet abiciğim. Ortaya bir konu atıyorsunuz, ama siz kendi yorumunuzu yapmıyorsunuz. Bu kez görüş bekliyorum lütfen.

Cevabım: “Selâm….. Sorumdan zaten belli değil mi?”

◊ “Katar Emiri bu cenaze törenini kesinlikle kaçırmaz. PKK çelenk bırakır, çiçekler Oslo’dan… ve binlerce bundan böyle un, kömür, makarna torbaları alamayacak gözü yaşlı, anayasaya evet diyen kitle… Bu da yeter cennete gidecek olan RTE’ye…”

◊ “Başkasını bilmem, ama sağ olursam… BENİM KATILMACAĞIM KESİN… Tabii ki törenle gitme şansı olursa…”

◊ “Katılacağım törendir…; emin olmak istiyorum.”

◊ “Ben de merak ediyorum. Hayırlısı ile olsun da, sayarız, meraktan kurtuluruz.”

◊ “Yeter ki tatsın.”

◊ “Sadece Türkiye; o da protokol icabı.”

◊ “Devlet Bahçeli sayılır mı?”

◊ “Hak vaki olsa da bir an önce; bütün dünya gelse.”

◊ “Epeyi bir başkan gelir; ölüsünü gözleriyle görmek için…”

◊ “Umarız bizi mahcup etmezler…”

HACCA GİDECEKTİM… Suudiler, “Can güvenliğini garanti edemeyiz,” dediler.

VAZGEÇTİM… Günahı onların boynuna…

• Suudi Arabistanlı muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da hunharca öldürülmesinin ardından paylaştığım bir yazı…

Bir akrabam: “Ben oradayken çıkan arbedede 500 kişi öldü. Kalabalıktan değil, İranlılarla birbirlerini öldürdüler…”

İskenderun’dan bir çocukluk arkadaşım: “Harley’le mi? Ben biliyorum, onsuz gitmezsin…”

Bir dost: “Hac sırasında ölmenin de sevabı büyük ama…”

Diğer bütün meslekleri mümkün kılan tek meslek öğretmenliktir. Öğretmen arkadaşlarımın günü kutlu olsun.

• Diğer tüm meslekleri mümkün kılan tek meslek öğretmenliktir” sözü bana ait bir söz değildir, anonimdir. Çok doğru olarak söylenmiş bir söz, değil mi?

Son zamanlarda öğretmenlere verilen önem azaldı. Eskiden, çocuklarını okula veren veliler öğretmenlere, “Eti sizin, kemiği bizim!” derdi. Bugünlerde, bir öğretmen haylazlık yapan bir öğrencinin kulağını çekse okul idaresine şikâyet ediliyor; öğretmen mahkemeye veriliyor. Atatürk zamanında milletvekili maaşlarında yapılacak bir düzenleme için Atatürk, “Dikkat edin! Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarının üstüne çıkmasın,” demiş. Bugünlerde, öğretmenler geçinebilmek için ikinci bir iş peşinde koşmak zorunda kalıyorlar… Eğitimde nitelik düşüyor. Kısır döngü…

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Hepimizin hem öğrenci, hem de öğretmen olduğu bir hayatı yaşıyoruz. Ancak, kendini gerçekten gerçeği öğretmeye adamış öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum.”

BREXIT: İngilizler yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Eşyanın tabiatı, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti’nin tek ülke olduğunu söyler.

Yerli Robot, Yerli Tank, Yerli Uçak, Yerli Motor, Yerli Çip, Yerli Araba… NE OLDU BUNLARA?

Motosiklet camiasından bir arkadaşım: “Türkiye uçuyor, onlar da uçtu… Avrupa bizi kıskanıyor…”

Tarsus Amerikan Koleji’nden bir arkadaşım: “Deve oldu.”

Talas ve Tarsus’tan bir ağabeyim: “Yerle bir oldular.”

İskenderun’dan bir çocukluk arkadaşım: “Sen görmüyorsun Mehmet. İmalat devam ediyor; sıra yazıyorlar.”

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Mehmet, gözüne dizine dursun! Bindiğin motosikleti kim üretti? Ben de yerli Mitsubishi’ye biniyorum. Yerli robot mu? Milyonlarcasına asgari ücret bile veriyorlar. Milyonlarca da koyun yetiştirdik. Lütfen nankör olmayalım. Daha ne istiyorsun? Allah, Allah!”

TAC’den bir arkadaşım: “Tüm üretimi Mars ve Jüpiter’e ihraç ediyorlarmış…”

ESKİDEN İTHAL ETMEZDİK: Tohum, Buğday, Soğan, İnek, Öküz… ŞİMDİ NİYE EDİYORUZ?

Ahmet Faruk Urfalı: “Eskiden fakirdik, paramız yoktu. Şimdi zenginiz! Dışarıdan eve yemek söylüyoruz artık…”

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Ülkede düşünen insan sayısı azaldı. Buna karşılık, İNEK, ÖKÜZ, KOYUN sayısı arttı…”

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Saman ithali ile film koptu zaten…”

TRUMP’IN SAÇTIĞI NEFRET DALGALARI YENİ ZELANDA’YA ULAŞTI…

Harley Sahipleri Grubu’ndan bir arkadaşım: “Ya Erdoğan’ınkiler nerelere vardı? Hepsi siyaset yapıyor sözde!”

İskenderun’dan bir arkadaşım: “Bumerang gibi bir silâh da olabilir.”